Karanlıkta Diyalog:
Kalp gözünün açıldığı sergi
Banu CONKER, Hayata Dair, yaşam, 13
Ocak 2014
Banu Conker'in tüm Hayata Dair
yazıları
|
|
|
|
|
Banu Conker |
|
Siz hiç zifiri karanlıkta
kaldınız mı? Sıfır görme duygusuyla baş başa saatler
geçirdiniz mi? Aylarca, yıllarca, bir daha hiç
göremeyeceğinizi bilmeden...
Geçenlerde bir niyetim için adak adamıştım. Adağım oruç
tutmaktı. Oruç tutarken şunu fark ettim, herkes oruç
tutarken açların halini anlamamızı, empati kurmamızı
söylüyordu, orucun anlamı buydu. Bunu düşünürken birden
sinirlendim. Madem oruç tutarak açların halinden
anlayacaktık, neden bir ay boyunca gözlerimizi hiç açmadan
körlerin halini anlamaya, bir ay boyunca hiçbir sözcük
söylemeden sağır dilsizlerin halinden anlamaya, bir ay
boyunca tekerlekli sandalyeden hiç kalkmadan
yürüyemeyenlerin halinden anlamaya niyet etmiyorduk? Tabii
bunun cevabı yoktu.
Geçenlerde metronun yürüyen merdivenlerinden inerken birden
gözüme bir sergi afişi ilişti:
Karanlıkta diyalog
Zamanım vardı, hemen gidebilirdim. İş hayatının yoğun
çarkında artık sergi, konser, müze gezileri yapamayan ben
için müthiş bir fırsattı, ama maalesef gidemedim. Giriş
biletli ve seanslı olduğu için o günlük yer kalmamıştı. Ben
de bir sonraki haftaya bilet aldım. Gişedeki genç seans
saatinden 15 dakika önce gelmemi, güvenlik konularını
anlatacaklarını söyledi. Vay, bu benim düşündüğümden de
ciddi bir şeydi.
Tümüyle karanlık demek aslında kendinle yüzleşmek demek bir
yerde. Bunu bildiğim için bütün haftayı heyecanla geçirdim
desem yeridir. Seans saatinden 15 dakika değil, 30 dakika
önce oradaydım. Ceketimi, çantamı oradaki dolaba koyup
anahtarı boynuma astım, yanıma biraz madeni ve küçük para
aldım, içeride ihtiyacımız olacakmış ve sonunda içeri
girdik.
Yoo, size sergiyi anlatacağımı sanmayın, çünkü bu yazıyı
okuyan, okumayan herkesin oraya gidip kendi serüvenini
yaşamasını diliyorum. Ben sadece bu sergi sayesinde bir ay
bile olmasa 90 dakikalığına körleri anladığımı, körlerin
kulaklarının duyma ve ses ayırt etme konusunda ne kadar
ileri olabileceğini, gözler kapalıyken aslında dış dünyanın
ne kadar gürültülü ve beyin yoran bir şey olduğunu fark
ettiğimi anlatmak istiyorum.
Sergideki rehberimiz Necmi bey 20 yıl önce bir trafik
kazasında kaybetmiş gözlerini. Bir geceden sabaha sıfır
gören bir kişi olarak uyanmış. Bir ay çok zorlanmış, sonra
kabul etmiş gerçeği. Beyninize kabul ettirdikten sonra sorun
yok, dedi. Sergi öncesinde 15 gün boyunca Almanlardan eğitim
aldıklarını anlattı.
90 dakika süren sergi içinizdeki, fark etmediğiniz
yönlerinizi uyandıracak. Aslında görmenin ne kadar büyük bir
ayrımcılık yarattığını fark ettim ben. Düşünsenize,
karşınızdaki sizin için sadece sesiyle var oluyor, rengi,
saçı, yüzü, giysileri yok. Öyle aydınlık bir dünya var bu
sergide.
Sergi boyunca bastonunuz sizin en önemli uzuvlarınızdan biri
oluyor, ona sahip çıkın ve kendinizi tanımak için bu
mükemmel fırsatı lütfen kaçırmayın.
Yazan: Banu Conker -
GrafikSaati
Makale yazı şiir öykü deneme
Banu
Conker'in tüm Hayata Dair
yazıları
Hayata Dair yaşam
|