23 Nisan...
Banu CONKER, Hayata Dair,
Banu Conker tüm Hayata Dair yazıları,
23 Nisan 2014 -
Makaleler
|
|
|
 |
|
Banu Conker |
|
Çocukluğumda soğuk geçerdi 23
Nisan günleri. Törenlerde hep üşürdüm. O üşümenin birazı da
tüylerim ürperdiği içindi sanırım. Saygı duruşu, İstiklal
Marşı, şiirler...

Yıllar sonra 120 adlı filmi izlediğimde vatanı için ölümü
göze alıp yollara düşen küçük çocuklara ağlamıştım sinema
salonunda. Yetişkinliğin verdiği hayat gailelerinin arasında
geçmişi unutuvermiştim, ama çocuğumu bu filme götürmenin,
biraz da olsa geçmişi görsel olarak anlatmanın hafifliğini
yaşamıştım aynı zamanda.

Cep telefonu ve internetin olmadığı zamanları çoğumuz artık
düşünemiyoruz bile. Ama Türkiye’yi cumhuriyet yapan zamanlar
bizim hiç bilmediğimiz yokluk zamanlarıydı. Bırakın cep
telefonunu, televizyonu, insanların birbirleriyle
haberleşebileceği telgraf vardı, artık sadece adını
bildiğimiz. Ev telefonu kavramı bile yoktu.
Ve o günlerden bugünlere geldik. Sahip olduğumuzu
düşündüğümüz, aradan kuşaklar geçtiği için bir çok şeyin
yaşanmadığından değerinin bilinmediği bayramlar yaşıyoruz
artık.

Bugünler sahip olmakla sahip çıkmak arasındaki farkı
anladığımız günler. Ve 23 Nisan hep çocuk bayramı olarak
kutlanmasına rağmen eksik kalmış bir bayram, çünkü bir de
ulusal egemenlik için kutlanan bayram. O yüzden sadece
çocukların değil, egemenliğin anlamını ruhunda hisseden,
yaşamında deneyimleyen herkesin kutlaması gereken bir
bayram. 23 Nisan hepimizin bayramı...

Özgürlüklerin kısıtlandığı, sorgulandığı, anne karnındaki
bebekten ölüm döşeğindeki herkese kadar etkilendiği
günlerdeyiz.
Charles Dickens’ın 1800’lü yıllarda yazdığı İki Şehrin
Hikayesi adlı romanı şöyle başlar: ‘Zamanların en
iyisiydi... En kötüsü de. Akıl çağıydı, budalalık çağı da.
İnanç çağıydı aynı zamanda, ama inkar çağıydı da. Bir
taraftan aydınlık, bir taraftan karanlık bir mevsim
yaşanıyordu. Umudun baharıydı, yeisin kışı... Her şeyimiz
vardı, ama hiçbir şeyimiz yoktu. Hepimiz doğruca cennete
gidiyorduk, ama hepimiz cehenneme de gidiyorduk. Kısaca o
çağ bu devre öyle benziyordu ki, sesi en çok çıkan
otoriteler iyisiyle kötüsüyle ikisinin mukayesesinin,
sadece üstünlük bağlamında yapılmasında ısrar ediyorlardı.'

Aradan geçen yüzyıllara karşın hiçbir şey değişmiş
görünmüyor, eğer değişecekse biz yapacağız bunu. İçimizdeki
egemenlik tohumlarını ekerek, özgürlüğümüze sahip çıkarak
yapacağız. Belki bir kişiye anlatacağız, belki
yaptıklarımızı göstereceğiz, eyleme geçeceğiz. Ne yaparsak
yapalım, yaptıklarımız çocuklarımız için olacak, çünkü
Kızılderililerin dediği gibi bu dünyayı çocuklarımızdan
ödünç aldık. Aldığımızdan daha iyi bırakmak boynumuzun borcu
ve ancak egemenlikle başarılabilecek bir şey.

Hepimizin 23 Nisan’ı kutlu olsun, çocuk yaştakilere,
yetişkinlerin içindeki çocuklara, egemenliğin tadını bilip
sahip çıkanlara, bilmeyip ne olduğunu anlamayanlara da
hissedebilmeleri için kutlu olsun.
Sevgilerimle
Yazan: Banu Conker -
Hayata Dair
Makale yazı şiir öykü denemeBanu Conker'in tüm Hayata Dair
yazıları
Banu Conker'in kişisel gelişim yazıları
Banu Conker Hayata Dair annelik yazıları
Banu Conker'in diğer Hayata Dair yazıları
Diğer makale, araştırma ve
yazılardan
Hayata Dair yaşam
Copyright:
Her hakkı saklıdır |
grafiksaati.org@gmail.com |
gizlilik politikası |