Özgür olmak ne demek?
Banu CONKER, Hayata Dair
Banu Conker'in tüm Hayata Dair
yazıları
Enerjiniz ne kadar yüksekse,
vizyonunuz o kadar geniş olur, çünkü kuş misali olaylara
yukarıdan her detayıyla bakabilmeniz söz konusudur. |
|
|
|
|
|
Banu Conker |
|
Hepinizin de bildiği gibi birkaç ay önce
Türkiye bir
diriliş yaşadı.
Herkes sokağa döküldü, çünkü artık bıçak kemiğe dayanmıştı,
özgürlüklerin kısıtlandığı ayyuka çıkmıştı. Kadınların
kürtaj yaptırmasından tutun da, içki içmeye kadar her şeye
bir yaptırım, bir kısıtlama getirildi. Bu da aslında
insanları bölmenin bir yolu, ama çoğu kişi bunu anlamadı.
Sayın başbakanımızın %50 ile tabir ettiği bir kısım insan da
sokağa dökülenlere karşı olduğu için ve aslında sokaktakiler
sistem karşıtı, hükümet karşıtı, parti karşıtı
adlandırıldığı için insanlar birbirine düşman olmaya
başladı. Aslında sokaktaki adam, evdeki adamın ihtiyaç
duymadığı, belki de hiç farkında bile olmadığı özgürlüğünü
arıyordu.
Bir yandan özgürlük, bir yandan doğa sevgisi... Yol değil
aslında amaç, her geçen gün azalan topraklar üzerinden daha
çok para getirecek rantı yaratmak, ama henüz tam olarak
anlatılamadı bu, çünkü sürekli saptırılıyor. Yol istemeyen
ormana gitsin dendi. İnsanlar yeşil alanlar isterken aslında
nefes alma, doğayla olma özgürlüklerini arıyorlar. Ve bu da
en doğal insanlık hakkı, doğadan koparılan insan bir yerde
ruhundan koparılıyor. Bu da bir kölelik sistemi. Zaten
çevremiz sürekli bangırdayan reklamlarla, otobüs üzerindeki
sloganlarla dolu, kendimizden ve duygularımızdan o kadar
uzağız ki, kendimizi fark etmiyoruz, içimizdeki boşluğun
adını koyamıyoruz ve sürekli alışveriş yapıyoruz, çünkü bize
duygularımızı satıyorlar.
'Hey, bu saati alırsan özgüvenin yerine gelir, çünkü kendini
bilmem kim gibi hissedersin.' ‘heeeey, tam da ihtiyacım olan
şey bu, alıyorum bu saati, varsın beş maaşıma bedel olsun,
sorun değil, onu takınca mutlu olacağım.’ Saat alınır, iki
gün herkese gösterilir, gururla bakılır, zaman öğrenilir.
Ama zaman geçer bu arada, mutluluk azalır, artık başka bir
ihtiyaç vardır, çünkü o boşluk orada duruyordur. Hal
böyleyken mutlu olabilir misiniz? Kendinizi
kandırabiliyorsanız, evet tabii ki. Ama kandırmak da bir
yere kadar, o mutsuzluk sizi içten tüketir.
Mutlu olmak için özgür olmak, özgür hissetmek gerek. Başka
çare yok. Evet, belki siz sokaktaki adam gibi
düşünmüyorsunuz, çünkü kürtaja karşısınız zaten, içki de
içmiyorsunuz, ama neden seçimi ona bırakmıyorsunuz? Herkes
kendi seçiminden sorumlu. Atalarımız bile demiş, her koyun
kendi bacağından asılır diye.
Bazen Facebook’ta yorumlara bakıyorum. Daha yeni ODTÜ ormanı
talan edildi ve öğrenciler sahip çıktılar. AKP taraftarı
biri (artık bu da biraz maça döndü, ne olduğu hiç
konuşulamıyor, düşünülemiyor, tartışılamıyor, çünkü taraf ne
yaparsa o doğru kabul ediliyor, halbuki herkesin yaptığı iyi
şeyler de vardır, kötü şeyler de ve hepsi
konuşulabilmelidir, yanlış olanlar tartışılabilmeli,
eleştirilebilmelidir) yorumunda karşı partinin belediye
olduğu yerlerdeki talana göz yumulduğu gibi bir yorumla beni
benden aldı. E be adam diyesim geldi, neden sen karşı
çıkmadın o zaman? Doğa bu, geri dönüşü yok, neden sahip
çıkmadın, neden sahip çıkmıyorsun? Sonra cevabı buldum,
insanlar haklarına sahip çıkmayı da bilmiyorlardı aslında
Haziran’ın başına kadar. Ama şimdi hakkımız olan için
sokaklardayız, çünkü hak verilmiyor, alınıyor.
Çocuklarınıza haklarını almayı, haklarına sahip çıkmayı
öğretmeniz dileğiyle...
Tabii ki en büyük hak, özgürlük... Özgürlüğün resmini
çizebilir misiniz? Herkesin özgürlük resmi farklıdır. Biri
için başını kapatmak özgürlükken, diğeri için başı açık
gezmekse, kimsenin bunu yargılamaya hakkı yok bence. Biri
içki içmeyi seviyor diye suçlu olamaz, ama içip de
başkalarını rahatsız etme hakkı da yoktur, çünkü bu da
karşıdakinin özgürlüğünün sınırına gelinmiş demektir. Kısaca
ihlaller çözüm değildir, tek bir doğru var, o da özgürlük...
Varsın, içini siz doldurun.
Şunu da hep aklınızda tutun lütfen. Enerjiniz ne kadar
yüksekse, vizyonunuz o kadar geniş olur, çünkü kuş misali
olaylara yukarıdan her detayıyla bakabilmeniz söz konusudur.
Bir noktaya takılıp kalmaktansa, her noktayı görebilmek de
insanı özgür kılar. Hep özgür olabilmemiz dileğiyle...
Yazan: Banu Conker -
Hayata Dair
Makale yazı şiir öykü deneme
http://bitutamtuz.com/
GrafikSaati, yaşam
|