
Diziler ve gerçek hayatta yaşayamadığımız
duygular - Kişisel gelişim yazıları
Banu
CONKER, Hayata Dair 7 Ocak 2015
Banu Conker tüm Hayata Dair yazıları,
|
|
|
 |
|
Banu Conker |
|
Hazır
dizilerden
yazmışken devam edeyim: Konuşma stilimiz, davranışlarımız da dizilerdeki
karakterlerden çok etkileniyor. Yaşayamadığımız duyguları, içimizde
olduramadıklarımızı dizilerde yaşıyoruz. Örneğin yaşayamadığımız aşkı dizinin
erkek başrol oyuncusu bize yaşatıyor. Ya da sahip olamadıklarımıza dizilerde
ulaştığımızı hayal ediyoruz. Bir de etkilendiğimiz konuşma tarzı var. O kişi
gibi olmak için dizideki kişi gibi konuşmaya da başlayabiliriz örneğin.

Ben dizilerde karakter tahlili yapmaya bayılıyorum. Hep görüneni bilir ve ancak
algıladığımız kadarını yorumlarız ya, ben biraz da nefes terapistliğinin
getirdiği bilgilerle görünenin ötesine bakmaya çalışıyorum. Son zamanlarda
Paramparça dizisindeki baba karakterinin kızına sürekli ‘aşkım, hayatımın bir
tanesi’ diye seslenmesinden bir daraldım ki, sormayın. Bu yüzyıllardır
yapılagelen en büyük aile hatalarından biri. Adam eşiyle mutsuz, hatta bir
ilişkileri bile yok ve aslında kızını karısının yerine koymuş. Bir babanın
kızına aşkım demesi ne kadar mantıklı olabilir sizce? Tabii adamın bunu o
niyetle söylemediğinin farkındayım, ama bazı şeylerin yeri vardır ve başka şeyle
doldurulmamalıdır.

Belki ben de bu kadar terapiye gitmeseydim,
buna o kadar takılmazdım. Bir dönem o kadar çok dizim terapisine gittim ki,
neredeyse eğitimini aldım diyebilirim. Tabii bu benim dizim yapacağım anlamına
gelmez, ama köklerimizi aldığımız ve atalarımızdan bu yana taşıdığımız
genlerimizde yapılan hataların hayatımızı nasıl kıskaç altına aldığını,
kısıtladığını ve bizi farkında olmadan nasıl mutsuz ettiğini gördüm. Bir babanın
kızına da ‘aşkım’ demesi böyle büyük bir hata işte. Kızının üzerine yüklediği
rol o kadar ağır ki, kızı sürekli babası için yaşayacak. Bu kadar ağır bir yük
kime iyi gelebilir?

O yüzden bir an önce bu tarz seslenmelerin ve ‘sevgi’ sözcüklerinin dizilerden
kaldırılmasını talep ediyorum.

Diziler daha öğretici olsun, daha kaliteli olsun, daha eğitici olsun ve iyiler
reyting uğruna harcanmasın. Medya bize tek bir çerçeve sunuyor, ama çerçevenin
sınırlarını da reytingler belirliyor ve maalesef o sınırlar gitgide daha da
daralıyor. Bir sonraki kuşak nasıl olacak, ciddi endişelerim var. O yüzden bu
yazıyı okuyan herkesi televizyon, medya, dizi vb konularda daha seçici olmaya
davet ediyorum.

Yazan: Banu Conker
- Hayata Dair Diğer makale ve yazılardan,
Banu Conker'in tüm Hayata Dair
yazıları
Banu Conker'in kişisel gelişim yazıları
Banu Conker Hayata Dair annelik yazıları
Banu Conker'in diğer Hayata Dair
yazıları
İlginizi çekebilir
Diziler ve gerçek
hayatta yaşayamadığımız duygular
Diziler
Bunlar da ilginizi çekebilir
http://bitutamtuz.com/diziler-neyi-dizerler/
http://bitutamtuz.com/reklamlari-izlediniz/
Yorum Ekle - Yorum
oku
|
|
Yorumunuz 48
saat içinde yorum yaptığınız sayfada
yayına verilecektir. Yorumunuz yayınlandığında bunu size mail ile
bildireceğiz. Adınızı ve yorumunuzu yazarken
Türkçe karakter kullanmamanızı rica ederiz. Yorum
yazdığınız için teşekkür ederiz Hayata Dair |
|
Yorumlarınız -
Yorum ekle
Bu yazıya henüz yorum
yapılmadı. İlk yorumu siz ekleyin
Diğer makale,
araştırma ve yazılardan
Hayata Dair
|