|
Mektup içinde bir hayat 4. bölüm |
Yalnızlık
Banu
CONKER, Hayata Dair 5 Şubat 2015
Banu Conker tüm Hayata Dair yazıları,
|
|
|
|
|
Banu Conker |
|
İlk bölüme dön
Kalemi kağıdın üzerine bıraktı, geriye yaslandı. Çayından bir yudum aldı.
Gözlerini kapadı tekrar. Hayatının bir film gibi gözünün önünden geçmesi için
ölüm döşeğinde mi olması gerekliydi sanki? Filmi başlattı, kızının doğumu, ilk
kez ayağını ağzına alışı, ilk emeklemesi, yürümesi, okula gidişi, arkasından
ağlaması, kocasının ölümü… Hepsi yavaşça akıverdi gözündeki perdeden. Canını tek
acıtan yalnız olduğunu hissetmesiydi.
Yalnızlık Allah’a mahsustur diyorlardı sürekli, iddiası yoktu, ama yalnız olmak
hoşuna gidiyordu çoğu zaman. Özgür olduğunu hissediyordu yalnızlığının içinde.
Bazen de, biri olsa, diyordu, sinemaya gitsek el ele, yürüsek deniz kenarında,
evde yemek yapsak… Bazen tek olmak yetmiyordu, paylaşılmıyordu yalnızlık,
paylaşılınca yalnızlık olmuyordu Özdemir Asaf’ın dediği gibi.
Kararsız kalıyordu, istiyor muydu, istemiyor muydu. Ah bir karar verebilse, en
kötü karar bile kararsızlıktan iyidir, diyordu dertleştiği arkadaşları, ama
eskisi kadar olmasa da hala mükemmelliğin peşinden koştuğu zamanlar oluyordu. Ne
yapsın, içine sinsin istiyordu.
Öteberi koyduğu çekmeceye gitti, içinde zarf olması gerekiyordu. Biraz
karıştırdı, bulamadı. Kırtasiyeye gitmesi gerektiği aşikardı, ne zaman
bitirmişti zarfları acaba?
Ceketini aldı, ayakkabılarını
çekecekle geçirdi ayağına. Hava almak iyi olacaktı, belki de biraz yürüyüş
yapardı sahilde, zarf da
bahanesi olsun yürüyüşün dedi, sanki gerek varmış gibi. Bahar havası vardı
dışarıda, bir gün diğerini tutmuyordu, sarsıyordu bazen
insanı, ama ağaçların çiçeklenmesi nasıl da umut veriyordu insana. Her gün
yeniden başlama isteği veriyordu insana bu zamanlar ,
kara kış günlerinden sonra yine her şeyin güzel olabileceğinin habercisiydi
tomurcuk vermiş ağaçlar.
Kulağına ‘ben her bahar aşık olurum’ diyen Sezen Aksu’nun sesi geldi esen
rüzgarla. Bu bir mesaj mıydı, içi kıpır kıpır olmuştu
bir anda. Annesi gibi aşkın sadece genç yaşlarda yaşanabileceğine inanmıyordu.
Ölüm döşeğindeyken aşık olmak ise en büyük
korkusuydu.
Kırtasiyeye gitmeden önce deniz kenarında biraz yürümeye karar verdi. Mektubu
ceketinin cebine koydu. Oradan da postaneye
gidecekti. Başladığı işi hemen bitirmek en sevdiği şeylerdendi; sürüncemeden
kurtulmak, kafasında bitmemiş işleri sürekli
tekrarlamaktan, unutmaktan korkmaktan çok sıkılmıştı uzunca bir süre önce ve
başladıklarını sonuçlandırmayı bir yaşam tarzı haline
getirmişti.
İlk bölüm
Önceki bölüm
Devamı - Sonraki bölüm
Yazan: Banu Conker
- Hayata Dair Diğer makale ve yazılardan,
Grafik tasarım ve kolajlar (3-4- ve 5. bölüm):
grafiksaati.org Tasarım:
grafiksaati.org
Mektup içinde bir hayat bölümleri
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Banu Conker'in tüm Hayata Dair
yazıları
Banu Conker'in kişisel gelişim yazıları
Banu Conker Hayata Dair annelik yazıları
Banu Conker'in diğer Hayata Dair yazıları
Yorum Ekle - Yorum
oku
|
|
Yorumunuz 48
saat içinde yorum yaptığınız sayfada
yayına verilecektir. Yorumunuz yayınlandığında bunu size mail ile
bildireceğiz. Adınızı ve yorumunuzu yazarken
Türkçe karakter kullanmamanızı rica ederiz. Yorum
yazdığınız için teşekkür ederiz Hayata Dair |
|
Yorumlarınız -
Yorum ekle
Bu yazıya henüz yorum
yapılmadı. İlk yorumu siz ekleyin
Diğer makale,
araştırma ve yazılardan
Hayata Dair
|