|
||||
Yapmayın: Nuriye Gülmen ve Semih Özakça içinNuriye Gülmen ve Semih Özakça; Kanun Hükmüyle Kararname KHK ile görevlerinden alınan iki eğitimci. Bu iki eğitimci işimi geri istiyorum diyerek önce oturma eylemine sonra da açlık grevine başlamıştı. Haklarında kesinleşmiş bir yargı kararı olmaksızın görevlerinden alıkonulan ve tutuklanan Gülmen ve Özakça açlık grevini tutuklulukları sürecince de sürdürdü.
Haklarında çıkan haber ve yazılarda, eylemcilerin geri dönülmez fiziki hasar gününü geçtiği ve hatta ölüm riskinin giderek arttığı yazılıyor. Açlık grevine Nuriye Gülmen’in Semih Özakça’dan daha önce başladığı düşünüldüğünde özellikle Nuriye Gülmen için kritik bir süreç başladığı söyleniyor. Ben de diyorum ki yapmayın. Yapmayın çünkü pek çok açıdan yanlış yapmış oluyorsunuz. Örneğin neden? Yapmayın çünkü bir eğitimciye yakışmaz;Örneğin öğrencinize “baban öldüyse sen de öl” mü diyeceksiniz?Sizler öğrencilerinize zorluklarla karşılaşınca hayatlarınıza son verin mi dersiniz, yoksa zorluklarla mücadeleyi mi salık verirsiniz? Cevabınızın ikincisi olacağından eminim, o halde siz de yapmayın. Eyleminiz barışçıl mı?Bence eyleminizin barışçıl olduğu şu sebeple tartışılabilir: Kusura bakmayın ama insan hayatını veya sağlığını tehdit eden (kendi hayatınız bile olsa) bir eylemin barışçıl olduğunu düşünemem. Çocuklarının intihar etmesi öğrenci velilerinin kâbusudur
Zaten böylesi bir eylemden sonra devlet sizi mesleğinize iade etse bile
çocuğunun intiharı bir çözüm gibi kullanmasından korkabilecek pek çok öğrenci
velisinin sizleri çocuğunun eğitmeni olarak görmek isteyeceğini sanmıyorum.
Neden intihar diyorum? Çünkü şu anki koşullarda bu eylemin sonucunun “kendini
öldürme”ye dönüşmesinden korkuyorum.
Gezi eylemlerinde bazı polis memurlarına söylenen “simit sat onurunla yaşa” sloganı ve memuriyetTürkiye’de 2013 yılında gerçekleşen Gezi eylemlerini bilirsiniz. O dönemde bazı polis memurlarının aşırı şiddet kullandıklarını düşünen bazı eylemcilerin, polis memurlarına “simit sat onurunla yaşa” şeklinde slogan attıklarını da hatırlarsınız. Bu arada bence Gezi eylemleri çıkış noktasında dünyanın en barışçı eylemiydi. Sizlerin de benim gibi barışçı Gezi eylemlerine sıcak bakıyor olma ihtimalinize dayanarak yazıyorum; Memuriyet o kadar vazgeçilmez bir iş ise polis memurları da memurluktan vazgeçemez o halde “simit sat onurunla yaşa” sloganı kadüktürEğer memuriyet uğruna ölünecek ya da açlık grevi yapılacak kadar vazgeçilmez bir iş ise (örneğin sizler memuriyete geri dönmek için açlık grevi yapıyorsanız) mesleği gereği gerektiğinde belli oranda sertlik kullanabilecek bir polis memuruna ne hakla “simit sat onurunla yaşa” denilebilir ki! Eğer memuriyetten ayrılmanın aç kalmakla aynı şey olduğunu düşünüyorsanız görevi gereği istemese bile sertlik kullanan ama sonuç olarak görevini yapan bir polis memuruna memuriyeti bırak ve “simit sat onurunla yaşa” diyemezsiniz. Üstelik polis memurluğu da eğitimcilik gibi çok onurlu ve zor bir meslektir. Her eylemin sesini duyurmaya çalıştığı bir karşı tarafı vardır, direnişini o tarafa karşı yapar ve bir sonuç beklersin. Ama bu sonuç göz göre göre ölüm mü olmalı? Bu topraklar yeterince acı yaşadı, yeterince gencecik insan kaybettik. Bu acılara bir yenisini eklemeyin! Yapmayın!Bu eylemi neden yanlış bulduğumuzu anlata anlata bitiremem. Size kısaca şunu söyleyeyim: YAPMAYIN! Hayata Dair 28/06/2017
Yazarlar: Tevfik Elçioğlu, GrafikSaati.org ve grafiksaati.org Belgin Elçioğlu GrafikSaati Dergisi İlk yazan: Tevfik Elçioğlu, 28/06/2017 Danışman ve son okuma: Zeynep Sertkaya, UK grafiksaati.org ve GrafikSaati Zeynep Sertkaya Hayata-Dair yazıları , Zeynep Sertkaya facebook, Zeynep Sertkaya Blog , all_butterflies[at]hotmail[.]com, sertkayazeynep[at]gmail[.]com Katkı: Bu yazıyı yazarken arkadaşımız Mete Üstündağ’ın halka açık olarak paylaşılan bazı görüş ve Facebook yorumlarından da faydalandık. İlginizi çekebilir:
|
||||
Copyright: Her hakkı saklıdır | grafiksaati.org@gmail.com | gizlilik politikası |