Figen Füsun Pehlivan, Hayata Dair
Evrenseli yakalayan dünya çapındaki haklı ünüyle,
büyük bir sanatçıdır Aytmatov. Kendi ulusunu, kendi geleneklerini,
kültürünü tanıtarak , kendi özüne sahip çıkmanın erdemini bütün
dünya halklarıyla samimi bir dille paylaşmıştır.

Aytmatov'un mitolojiye , efsanelere, destanlara
ve masallara olan ilgisi yazarlığını beslemiştir.

1946’da Kazakistan’ın Cambul şehrinde veteriner
teknik okuluna giden yazar bu okul bitince 1948’de Kırgızistan tarım
enstitüsüne devam eder. 1953’de buradan veteriner olarak mezun olur.

Aytmatovun ilk eseri, 1952 yılında Pravda Gazetesi’nde
yayımlanan Gazeteci Cyuda’dır. Bu hikayeyi 1957 yılında yayımlanan
'yüzyüze' takip eder. 1956-58 yılları arasında Moskova’da Gorki
Edebiyat Enstitüsü’ne devam eden yazarın Cemile adlı hikayesi 1958
yılında Novy Mir (yeni dünya)
dergisinde yayımlanır.
Dünyanın En Güzel Aşk Hikayesi: Cemile
"Cemile" Fransız şair Louis Aragon tarafından Fransızca’ya
tercüme edililir ve Avrupa’da yayımlanır.

Aragon Cemile hikayesi için “dünyanın en güzel aşk
hikayesi” ifadesini kullanır.
CEMİLE
Aytmatov,
ikinci dünya savaşı yıllarında geçen bu hikayede, Cemile
adlı evli genç bir kadının yaşadığı aşkı, kayınbiraderinin
dilinden anlatır. Cemile kocası Sadık’la yeni evlenmiş,
düğünün ardından Sadık askere gitmiştir. Cemile güzel,
canlı ve hareketli bir kadındır. Köyün bütün delikanlıları
Cemile’ye hayrandır. Yengesinde anlayamadığı bir farklılık
sezen Seyit, onu tanımaya, ona daha yakın olmaya çalışır.
Köy idaresinden gelen biri, Seyit’in annesine köyde
çalışacak erkek kalmadığını, yapılacak bir çok işlerin
olduğunu, bu yüzden de Cemile ve Seyit’e arabalardan
birini verip, onları istasyona malzeme taşımaya tayin
edeceklerini söyleyerek bunun için izin ister. İlk zamanlar
ayak sürüyen bu kadın, daha sonra buna izin verir. Bu
hadise yengesiyle bir şeyler paylaşmak isteyen Seyit
için bulunmaz fırsat olur. Yanlarına üçüncü eleman olarak,
Danyar adında, savaştan sakat dönmüş, oldukça içine
kapanık biri verilir. Bu bitmeyen erzak taşımaları,
onları güzel sabahlarda yük taşırken, yorgun akşamlarda
boş arabayla dönerken, çalışırken, dinlenirken “birlikte”
kılar. Bu birliktelik Cemile ile Danyar arasında bir
yakınlaşmaya, bir gönül birliğine gider. Danyar akşamları
dönüş yolunda türkü söyler, Seyit ise, türküleri dinlerken
hayallere dalan Cemile'yi ve yanık sesli Danyar’ı seyreder.
Olaylar gelişir, Cemile ile Danyar birlikte memleketlerini
terk etmeye karar verirler. Onları giderlerken yalnız
Seyit görür.

“Akşam üzeriydi, birden yanyana giden iki insan gördüm.
Bunların çay geçidinden geçtikleri besbelliydi. Aa!
Cemile ve Danyar idi bunlar!
İşte vadide, fundalar arasında bir patikadan gidiyorlardı.
Onları gözlerimle takip ediyor ve ne yapacağımı bilemiyordum.
Arkalarından seslensem? Ama dilim damağıma yapışmıştı.
Güneşin sarı kızıl ışınları, dağlar boyunca hızlı hızlı
akan alaca bulutların üzerinden kayıp kayboluyor ve
hava birden kararıyordu. Danyar ve Cemile hiç arkalarına
bakmadan, demiryolu kavşağına gidiyorlardı. Başları
fundaların arasında iki defa daha göründü, sallandı
ve sonra kayboldular..”

Aytmatov 1963'te Lenin Ödülü'nü alır.
Gün Uzar Yüzyıl Olur
"Gün
Uzar Yüzyıl Olur" romanı da yazarın unutulmayanları arasında yer
alır.

Ben enderen rastlarım belki siz de tanık olmuşsunuzdur;
hani iki insanla tanışırsınız ve akrabasınız herhalde dersiniz,
onlar da size "hayır" der "hayır biz 30 yıllık dostuz". Böyle
bir olaya şahit olduğumda inanın çok sevinir, mutlu olurum. İnsanların
neredeyse bir ömür dost kalmaları, birbirlerine yaslanıp rahat etmeleri,
birbirlerini taşımaları, birbirinin iyi haline sevinip, kederlerini
paylaşmaları.

İşte Aytmatov'un romanda da Boranlı Yedigey ve Kazangap
arasında İkinci Dünya Savaşı yıllarından başlayıp hem iş hayatında
(çalıştıkları istasyonda) hem de özel hayatlarında devam eden, büyük
bir dostluğun hikayesi var. Kitapta, Kazangap'ın ölümü ve vasiyeti
dostu Yedigey'i anılarıyla yüzyüze getirir ve Yedigey bir ömrü bir
güne sığdırır, geçmişi hatırlar.
Ataların Mezarı Bir Uzay Üssüne Dönüştürülürse?
İnsan hakkı diyoruz ya hani, bence buna hürmet edilmeli.
Her insan son yolculuğuna istediği şekilde uğurlanmalı. Kitapta
Kazangap'ın isteği öldükten sonra 30 km lik yoldaki Nayman soyunun
ölülerini gömdükleri, atalardan kalma Ana-Beyit gömütlüğüne gömülmektir.
Ancak bunun gerçekleşmesinin önünde ne yazık ki çok büyük bir engel
vardır. Cenaze konvoyu önünde giden Yedigey mezarlığın, askeriyeye
ait bir uzay üssü haline geldiğini görecektir. Romanda Stalin döneminin
diktatörlüğüne de ince bir eleştiri vardır.
Cemile'den Selvi Boylum Al Yazmalım'a
İyiliğin Zaferine İnanan
Yazar
|
Cengiz Aytmatov ve eserleri
Dünyaca ünlü yazar ve devlet adamı Cengiz Aytmatov'un
eserleri 150'nin üzerinde dile çevrildi.

Aytmatov'un eserleri arasında Zorlu Geçit (1956), Yüzyüze
(1957), Cemile (1958), İlk Öğretmenim (1962), Dağlar ve
Steplerden Masallar (1963), Elveda, Gülsarı (1966), Beyaz
Gemi, Selvi Boylum Al Yazmalım (1970), Fuji Dağının Tepesi
(1973), Gün Olur Asra Bedel (1980), Darağacı - Dişi Kurdun
Rüyaları (1988), Toprak Ana, Cengiz Han'a Küsen Bulut, Çocukluğum,
Kırmızı Elma ve Rusya ve Kırgızistan'da pek çok ödül alan
Dağlar Devrildiğinde-Ebedi Nişanlı bulunmaktadır.
|
Devlet Adamı Kişiliği;
Sovyetler Birliği'nin dağılması ve Kırgızistan'ın bağımsızlığına
kavuşmasından sonra, edebi çalışmalarının yanı sıra ülkesini
Lüksemburg, Belçika ve Hollanda'da büyükelçi olarak temsil
eden Aytmatov, AB, NATO, UNESCO ve Benelüks ülkelerinin
Kırgız delegeliğini de üstlendi.

Kırgız yetkilileri, 80. doğum günü dolayısıyla 2008 yılını
Aytmatov yılı ilan etmişti.
Eşi hayatta olan Aytmatov'un 3 oğlu ve bir kızı bulunuyor.

1928'de Kırgızistan'da doğan Aytmatov 10 Haziran
2008'de aramızdan ayrıldı.
|
Kazı! Altından İnsan Çıkacak...
Bizim
için Aytmatov'un, diğer dünya yazarlarından daha ayrı bir yeri ve
önemi vardır... Çünkü Aytmatov'un eserlerinde, bizim insanımızın
saf, temiz bozulmamış sıcaklığını Anadolu insanının içten duygusallığını
bulabilirsiniz.

Aslında Aytmatov, güzel insanların en insani duygularının
şifrelerini çözümlüyordu. O şifrelerde biz de vardık (biz de kendimizi
bulabiliyorduk). Biraz kazısak hepimizden bir Cemile, bir "Selvi
Boylum Al yazmalım" çıkartabilirdik.

Aytmatov'un dili çok sadedir. Onun romanlarını en
iyi dostumuz bilip akıcı bir şekilde okuyabilirsiniz.
İnsan Tornadan Çıkan Tek Tip Bir Emtia Değildir
Yazarın "Gün Uzar Yüzyıl Olur" romanının önsözünden bir bölüm.

"İnsanlar birbirlerine
katlanabilirler, fakat her biri insan kalarak, insan
olma özelliklerini koruyarak. İnsanlığın aynı tarzda düşünmeleri istenmemelidir.İnsanı kişiliğinden
, bireyselliğinden yoksun bırakma isteği, çabası eski
çağlardan günümüze dek buyurucu, sömürgen, egemenlikçi
güçlerin amaçları arasında yer almıştır."

Eserleri ve fikir dünyamıza kattığı tüm zenginlikleriyle her
zaman aramızda yaşayacak, Cengiz Aytmatov'a derin saygılarımla.
Yazı: Figen Füsun Pehlivan
Kaynak:Elmira Serperova Alkan
Kazakistan Ninnisi
Spyat ustalıye igruşki kinişki spyat
Adeyala i paduşki Jdut ribyat
Daje skaska spat lacitsa
Dnyom i noçyu son prisnlsa
İ ei parilai bayu bay
Anonim
|
Türkçe Çevirisi Oyuncaklar ve kitaplar uykuya
daldı
Battaniye ve yastık çocukları bekliyor
Masallar bile uykuya dalmak üzere
Çocukların rüyasına gece gündüz
girebilmek için
Ve onlara iyi geceler dileyelim.
|